Son Dakika
04 Aralık 2023 Pazartesi
30 Mayıs 2016 Pazartesi, 22:43
Seyide DOYRAN
Seyide DOYRAN 09seyde@windowslive.com Tüm Yazılar

Sade Bir Seçmenin Kaleminden

Sade kendi halinde bir seçmenim, yaşanan siyasi oyunlar, düzenler beni ve benim gibi bir çok seçmeni rahatsız, huzursuz ettiği gibi yarınların endişesini getiriyor beraberinde.

Karşılıklı vaat düelloları yerini geri dönüşü olmayan kavgalara bıraktı. O bunu dedi, şu şöyle dedi… derken dökülüverdi kirli çamaşırlar, ama doğru ama değil, o kadar kirli ki dökülenler temizlenesi değiller.

Politika ve siyasetten anlamayan (ben de dahil) çok ta öğrenmeye hevesli olmayan bir sürü seçmen, bir dolu soruyla kalakaldık ortada.
Yapmayın beyler, bu kadar çirkinleşmeyin. Ülke çıkarları her şeyden üstündür, bal tutan parmağını yalar mantığıyla hiçbir yere gelemeyiz. Uzun yıllardır süre gelen yönetimler sayesinde, kişi çıkarlarının ön planda tutulduğu bir toplum haline geldik.

Çekilen ve geri ödenmeyen krediler, hortumlanan paralar, dün açlıktan nefesi kokan bugün ise lüks ciplerde gezen insanlar var. On sene önce solcuydu bu gün sağcı, yarın ise ne olacağı belli değil. Bilinmez? Çıkarları doğrultusunda ordan oraya gezenler, yarın bölücü mü olacaklar? Yaşıyor ve görüyoruz malesef.

Sağ yada sol olmak zorunda değil. İnsanlar aşırı uçlarda gezmek zorunda hiç değil. Yanlış politika, yanlış siyasiler yüzünden süre gelen çıkarcılık yüzünden neler kaybettik, daha neler kaybedeceğiz?

Yok mu bir baba yiğit? Şöyle yumruğunu masaya vuracak, adam gibi dürüstçe siyaset yapacak?
Faşist, kominist, radikal, muhafazekar başlıkları altında toplanmadan da bu işler yürümez mi? Böyle yaftaladığımız herkes bize zarar değil mi?
Kim ne derse desin, nasıl suçlarsa suçlasın umurumda değil: önce eğitim, eğitimin başlangıcı ise aptal tv programlarıyla beyni uyuşturulan kadınlar. Düşünebilen, yorumlayabilen kadınlarımız olmalı çünkü bu kadınlar aklı başında çocuklar yetiştirebilirler ancak.
Yirmi yıl önce aile büyüğüm bir kadına
__Neden illa o parti?
Diye sorduğumda aldığım cevap komik ve çok üzücüydü.
__Atadan öyle gördük.
Araştırmaya, öğrenmeye gerek yok, yeni yüzlere, yeni fikirlere tahammül yok demekti bu cevap.

Bırakın itişip kakışmayı da insanınızı uyandırın gaflet uykusundan.
Elde mikrofon soruyorlar bir tv programında.
__Kaç millet vekili var?
__Bakanların adı ne?
__Falanca kimdir?
Cevaplar tam oturup ağlamalık. Genci de yaşlısı da bir, insanların bu soruları doğru cevaplayabilmesi için ya çiçek sulaması yada paparazzilerde anılması gerekiyor. Çünkü insanları bunlarla oyalıyorlar, okumayı sevmeyen, işine yaramıyorsa öğrenmek istemeyen o kadar çok insan var ki…
Kendimizi eğitmediğimiz, kurum ve kuruluşlar tarafından tarafsız bir şekilde eğitim almadığımız için çocuklarımızda biz gibi yetişeceklerdir. Okuyan evlatlarımız ise bir takım insanların elinde maşa olacaklardır.

Daha ne kadar uyuyacağız bu gaflet uykusunu? Daha ne kadar abuk subuk yalanlara kanacağız? Ama suç bizde, biz getiriyoruz bu insanları başımıza.
”Falan adam dürüst fakat tanımıyorum, diğeri pek hırlı değildir ama tanırım uzaktan,işimiz düşerse halleder” deyip veriveriyoruz oyumuzu. Bu tarz mantıkla baktığımız, dürüst insanları kollamadığımız, bana dokunmayan yılan bin yaşasın dediğimiz sürece daha çokkkk kalırız orta yerde. Boynumuzda bir ilmek, oflaya poflaya çokkkk çekiliriz sağa sola.

Seyide Doyran

You must be logged in to post a comment Login

Yorum yazın...